10 Ağustos 2013 Cumartesi
Vuslat
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı...
Gördükleri ru'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?
Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-
Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...
Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!
Yahya Kemal Beyatlı
6 Mayıs 2013 Pazartesi
Farzet
Ne sen beni gördün, ne ben seni
O büyük tesadüf olmadı farzet Tanışmamış gibi olalım senle O sevgi gönlüme dolmadı farzet Farzet bir rüyaydı, uyandın bitti Farzet bir hayaldi, kayboldu gitti Farzet ki gözlerin bir oyun etti İki gözüm seni görmedi farzet Artık seni anmam, seni düşünmem Sevgilimsin diye koşmam peşinden Uçan kuş misali geçtin başımdan Ellerim elini tutmadı farzet |
Ali Tekintüre
|
2 Nisan 2013 Salı
Sayım
Ayışığında oturduk
Bileğinden öptüm seni
Sonra ayakta öptüm
Dudağından öptüm seni
Kapı aralığında öptüm
Soluğundan öptüm seni
Bahçede çocuklar vardı
Çocuğundan öptüm seni
Evime götürdüm yatağımda
Kasığından öptüm seni
Başka evlerde karşılaştık
İliğinden öptüm seni
En sonunda caddelere çıkardım
Kaynağından öptüm seni
Cemal Süreya
1 Nisan 2013 Pazartesi
Birgün Seni Sevdiğimi Anlarsın
Uykuların kaçar geceleri Bir türlü sabah olmayı bilmez Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar, ne yastık Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın Onun unutamadığın hayali Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın aslında herşeyin boş olduğunu Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin Gün gelir de sesini bir kerecik duymak için Vurursun başını soğuk taş duvarlara Büyür gitgide incinmişliğin, kırılmışlığın Duyarsın ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin Niçin yaratıldığını Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini Uzun uzun seyredersin de aynalarda güzelliğini Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın Dolar gözlerin için burkulur Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın sevilen dudakların Sevilen gözlerin erişilmezliğini O hiç beklenmeyen saat geldi mi Düşer saçların önüne ama bembeyaz Uzanır gökyüzüne ellerin Ama çaresiz, ama yorgun, ama bitkin Bir zaman geçmiş günlerin uykusuna dalarsın Sonra dizilir birbiri ardınca gerçekler acı Sevmek neymiş birgün anlarsın Birgün anlarsın hayal kurmayı Beklemeyi Ümit etmeyi Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi Lanet edersin yaşadığına Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın Zaman bir çiçek gibi büyür kabrimde kendiliğinden Bir gün seni sevdiğimi anlarsın | |
Ümit Yaşar Oğuzcan |
30 Ocak 2013 Çarşamba
Sen ve Başkaları
Bir sen yürürsün sokakta, yürürken
Oturursun koltuğa, oturunca
Su, bir senin bardağında en çok su
Bir senin kolların bileziklidir
Bir senin ağzın dudaklı ve sıcak
Bir sen memelisin, ince bellisin
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca ...
Oktay Rıfat Horozcu
Oturursun koltuğa, oturunca
Su, bir senin bardağında en çok su
Bir senin kolların bileziklidir
Bir senin ağzın dudaklı ve sıcak
Bir sen memelisin, ince bellisin
Başkaları gitmiş olur, gidince;
Bir sen yakınsın, uzakta kalınca ...
Oktay Rıfat Horozcu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)