31 Mayıs 2009 Pazar

Editors


Push Your Head Towards The Air
If I lay face down on the ground
Would you walk all over me?
Have we learnt what we set out to learn?
Well come home, we will see

Now don't drown in your tears babe
Push your head towards the air
Now don't drown in your tears babe
I will always be there
When you fall and you can't find your way
Push your hand up to the sky
I will run just to, to be by your side
Don't you ever bat an eye

Now don't drown in your tears babe
Push your head towards the air
Now don't drown in your tears babe
I will always be there

But I will tear the prize from your hand
Keep you from harm, that's what you said
There's people climbing out of their cars
Lining the roadside, trying to glimpse at the dead

Now don't drown in your tears babe
Push your head toward the air
Now don't drown in your tears babe
I will always be there

Editors

30 Mayıs 2009 Cumartesi

Ahmet Erhan


Blues
Yağmurdan kaçarken taşa tutuldum
Dönüp bakamadım bile
Şimdi kendi içine yağan bir bulutum
Kağıtlar yeşeriyor toprak yerine
Saçlarımı uzattım, aynayı kırdım
Deri ceketimi çıkardım sandıktan
Cebimde 20 yıl önceki sevgilimin resmi
O mu büyüdü, ben mi yaşlandım?
Gümüş tabakamı, köstekli saatimi
Bir blues ritmiyle kullanıyorum
Her sabah yeniden uyansam da
Naftalinli bir gençlik bu yaşadığım
İpsiz ruhum, sarsak, serseri
Otobanlarda sırtında heybesiyle
Cafelerde tuborg bira ve patates cipsiyle
Durdun bir yerde, çağını bekliyorsun
Ahmet Erhan

28 Mayıs 2009 Perşembe

The 27 Club


Bazen bir film fragmanı görürsün ve içindeki o eksik dolar ,sonunda birisi çekmiştir şu kafanda kurduğun ama o tembel kıçını kaldırıp ,eline kalemi alıpda senaryosunu yazamadığın filmi.Hafif kıskanırsın ,serzenirsin ,söylenirsin ama mutlsundur içten içe..

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Thelma And Louise

Keşke bu iki kadın kadar cesaretli olabilsek ,onlar kadar ahlaklı ve dürüst.Keşke hep yaz olsa , kadınlar daha önde dursa ,Geeni Davis hep gülümsese ,yollar gitmekle hiç bitmese ,herkes güneyli aksanıyla konuşsa ,margarita ve tekila evlenip sonsuza kadar mutlu yaşasa ,Teksas'dan geçmeden Oklohoma'dan Meksika'ya gidilebilse ,yeşil Thunderbird ler Büyük Kanyonun üzerinden uçabilse . . . Kesinlikle kaçırmayın ,kaçırttırmayın.

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Paris, Texas


Filmi(Paris, Texas) izle ,yollara düş ,onu ara caddelerde ,sokaklarda ,barlarda belki bulursun ama bulamasanda sonunda eve dönmeden kesinlikle kendini bulacaksın . . .Wim Wenders'dan bir şaheser izleyin, izlettirin.

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Pablo Neruda


Yavaş Yavaş Ölürler

Yavaş yavaş ölürler seyahat etmeyenler ,
Yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik dinlemeyenler ,
Vicdanlarında hoşgörmeyi barındırmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler izzetinefislerini yıkanlar ,
Hiçbir zaman yardım istemeyenler.
Yavaş yavaş ölürler ,
Alışkanlıklara esir olanlar ,her gün aynı yolları yürüyenler
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler ,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen veya bir yabancı ile konuşmayanlar.

Yavaş yavaş ölürler
İhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı görmek istemekten kaçınanlar
Yavaş yavaş ölürler.

Yavaş yavaş ölürler,
Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.


Yavaş yavaş ölürler.

Pablo Neruda

3 Mayıs 2009 Pazar

Nazım Hikmet


Hayatı Iskalama Şansın Yok Senin
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığınainanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahatolsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur veyaptıkların onun dudağında hafif bir gülümsemeyaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmayahazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadıneden beyaz değil?" diye bir soruyla bilekarsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin.Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın herzaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyihalin cezanda indirim sağlamaz. Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunuyapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesenkarşılığında mutlaka başka bir iddiaylakarşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanmasıgerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın,güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın."Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumluduraşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendineengeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksikyaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamakiçin uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak olüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak"yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğuhiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydireline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurkende mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğinsokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyifverecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında.Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü decabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsunasolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilipde duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığınsürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeterki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevdaduygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve ozaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkilerdeğil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HİKMET